Ahşap evler kolayca tutuşurlar.
- Wooden houses catch fire easily.
O, hatalarını kolayca kabul edecek bir adam değildir.
- He is not a man to admit his mistakes easily.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
- I can easily wait till tomorrow.
Tom'u kolaylıkla tanıyabilirsin çünkü o çok uzun.
- You can easily identify Tom because he is very tall.
Bu cihaz deniz suyunu kolaylıkla içme suyuna çevirmeyi mümkün kıldı.
- This device made it possible to turn sea-water into fresh water easily.
Ben ısıya duyarlı olduğum gibi, yaz aylarında klima olmadan rahatça yaşayamam.
- As I'm sensitive to heat, I can't live comfortably without air-conditioning in summer.
Rahatça oturuyor musun?
- Are you sitting comfortably?
She solved the problem with ease.
- Sie löste das Problem mit Leichtigkeit.
I found his house with ease.
- Ich fand sein Haus mit Leichtigkeit.