Tom'un şeyleri yanlış yere koymak gibi bir eğilimi var.
- Tom has a tendency to misplace things.
Dün gece anahtarımı yanlış yere koydum gibi geliyor.
- I seem to have misplaced my key last night.
Mavi kalemini yanlış yere koydum.
- I misplaced your blue pen.
I was looking for the supermarket but then I got misplaced.
I felt so misplaced at that party last night.