Germans are a frugal people.
- Almanlar tutumlu bir millettir.
The English are a practical people.
- İngilizler becerikli bir millettirler.
He gave his life for the nation.
- Hayatını milleti için verdi.
The United Nations sent peacekeepers to Bosnia.
- Birleşmiş Milletler Bosna'ya arabulucular gönderdi.
My folks used to tell me stories about that.
- Benim millet bana onun hakkında hikayeler anlatırdı.
Hang in there, folks.
- Orada bekleyin, millet.
She did it for the good of the community.
- O onu milletin iyiliği için yaptı.
I am a Turk and I love my country.
- Türk'üm milletimi ve ülkemi seviyorum.
The U.N. monitored the country's elections.
- Birleşmiş Milletler ülkedeki seçimleri izledi.
Are nations the last stage of evolution in human society?
- Milletler insan toplumunda son evrim aşaması mı?
Hang in there, folks.
- Orada bekleyin, millet.
My folks used to tell me stories about that.
- Benim millet bana onun hakkında hikayeler anlatırdı.
I congratulate him and Governor Palin for all they have achieved, and I look forward to working with them to renew this nation's promise in the months ahead.
- Başardıkları her şey için onu ve Vali Palin'i tebrik ediyorum ve önümüzdeki aylarda bu milletin sözünü yenilemek için onlarla çalışmaya can atıyorum.
Thank you very much, everybody.
- Çok teşekkür ederim, millet.
Hey everybody, listen up!
- Hey millet, kulak verin!
O, tavukları darıyla besledi.
- He fed the chickens millet.