miktarlar

listen to the pronunciation of miktarlar
Турецкий язык - Английский Язык
amounts

It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere. - O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

Many of the states owed large amounts of money. - Devletlerin çoğu, büyük miktarlarda para borçluydu.

plural of amount
third-person singular of amount
miktar
number

A human body consists of a countless number of cells. - Bir insan vücudu sayısız miktarda hücreden oluşur.

Japan exports a great number of cars to foreign countries. - Japonya yabancı ülkelere büyük miktarda araba ihraç eder.

miktar
quantity

We import a large quantity of food. - Büyük miktarda gıda ithalatı yaparız.

It is quality, not quantity that counts. - Önemli olan miktar değil kalitedir.

miktar
amount

It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere. - O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

I will marshal a fair amount of scientific data to support my argument. - Benim tartışmayı destekleyecek adil bir miktar bilimsel veriyi sıralayacağım

miktar
{i} supply

Between meals, he usually manages to stow away a generous supply of candy, ice cream, popcorn and fruit. - Yemekler arasında genellikle bol miktarda şekerleme, dondurma, patlamış mısır ve meyve yiyebiliyor.

We have a plentiful supply of water. - Bol miktarda suyumuz var.

miktar
deal

The project requires a great deal of money. - Proje büyük miktarda para gerektiriyor.

I can get you a deal. - Sana bir miktar alabilirim.

miktar
quantum
miktar
gage
miktar
body

A human body consists of a countless number of cells. - Bir insan vücudu sayısız miktarda hücreden oluşur.

miktar
abundance
miktar
(Bilgisayar) amounts are in
miktar
ration
miktar
(Bilgisayar) qty
miktar
extent

I accept what you say to some extent. - Söylediğini bir miktar kabul ediyorum.

miktar
doorbell
miktar
quantities

Today’s spacecraft use rockets and rockets use large quantities of propellant. - Bugünün uzay araçları roketler kullanıyor ve roketler büyük miktarda itici yakıt kullanıyor.

Japan used to trade silk in large quantities. - Japonya büyük miktarda ipek ticareti yapardı.

miktar
content

Bananas are slightly radioactive due to their potassium content. - Muzlar potasyum içeriğinden dolayı az miktarda radyoaktiftirler.

miktar
(Kanun) bulk
miktar
quantite
miktar
yield
miktar
redundance
miktar
(Ticaret) measures
miktar
stock
miktar
level
miktar
(Kanun) consideration
miktar
dose
miktar
lot

He kicked in a lot of money. - O, çok miktarda para bağışladı.

He contributed a lot of money. - O, çok miktarda para katkısında bulundu.

miktar
bit
miktar
measure

Harvard scientists have measured the amount of male hormone in the saliva of 58 single and married men with or without children. - Harvard'ın bilim adamları, çocuk sahibi olan veya olmayan 58 bekâr ve evli erkek tükürüğündeki erkek hormon miktarını ölçtü.

miktar
{i} proportion

You get paid in proportion to the amount of the work you do. - Yaptığınız işin miktarı ile orantılı olarak para alırsınız.

miktar
quantity, amount; extent
miktar
quantitative
miktar
sum

Five thousand dollars is a large sum of money. - Beş bin dolar büyük miktarda paradır.

How did you come by such a big sum of money? - Böyle büyük bir miktarda parayı nasıl kazandın?

miktar
dosage (of a medicine)
miktar
quantity, amount, number
miktar
portion, part; group
miktar
quanta
miktar
portion
miktar
{i} volume

The river carries a huge volume of water. - Nehir çok büyük miktarda su taşır.

miktar
smart
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение miktarlar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

miktar
Bir şeyin ölçülebilen, sayılabilen veya azalıp çoğalabilen durumu, nicelik
Miktar
misil
Miktar
(Osmanlı Dönemi) GIRAR
Miktar
(Osmanlı Dönemi) TAVIR
Miktar
(Osmanlı Dönemi) ZEVV
Miktar
(Osmanlı Dönemi) NAHV
Miktar
(Osmanlı Dönemi) SECİHA
Miktar
(Osmanlı Dönemi) ZÜHA'
Miktar
(Osmanlı Dönemi) NÜHA
miktar
Ölçü
miktar
Bir şeyin ölçülebilen, sayılabilen veya azalıp çoğalabilen durumu, nicelik. Ölçü
miktarlar
Избранное