Henüz bir menajere ihtiyacım yok.
- I don't need a manager yet.
Tom kulübün menajeri.
- Tom is the manager of the club.
Tom, mağaza müdürünü parasını ona geri vermesi için ikna etti.
- Tom persuaded the store manager to give him back his money.
Bir inşaat şirketinde on beş yıldan sonra, Bill Pearson'a sorumlu bölge müdürü pozisyonu verildi.
- After fifteen years at a building firm, Bill Pearson was given the responsible position of area manager.
Ben yönetici ile konuşmak istiyorum.
- I should like to speak to the manager.
Sahipler, onu yönetici olarak atadılar.
- The owners appointed him manager.
Tom'un menejeri olmaktan nasıl vazgeçtin?
- How did you end up being Tom's manager?