We have little money available for the research.
- Araştırma için mevcut az paramız var.
There were no tickets available for Friday's performance.
- Cuma gösterisi için mevcut hiç bilet yoktu.
He evicted the existing tenants by taking them to court for non-payment of back rent.
- Mevcut kiracıları birikmiş kira borcunu ödemedikleri için mahkemeye vererek tahliye etti.
The existing law concerning car accidents requires amending.
- Araba kazaları ile ilgili mevcut yasa değişiklikler gerektirir.
A lot of students are present at the meeting.
- Çok sayıda öğrenci toplantıda mevcut.
All but Tom were present.
- Tom'un dışında herkes mevcuttu.
Under the current conditions, I didn't feel comfortable making this trip.
- Mevcut koşullar altında, bu yolculuğu yaparken rahat hissetmedim.
We cannot offer a further price reduction under the current circumstances.
- Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.
The chakras are constantly spinning. If they weren't, the physical body couldn't exist.
- Çakralar sürekli dönüyor. Eğer olmasalar, fiziksel beden mevcut olamazdı.
That book is available in only one store.
- O kitap sadece bir mağazada mevcut.
One thing I don't like about the iPad is that you can't easily install apps that aren't available through Apple's App Store.
- iPad hakkında hoşlanmadığım tek şey Apple'ın Uygulama Mağazasında mevcut olmayan uygulamaları kolaylıkla kuramamandır.