mevcutlar

listen to the pronunciation of mevcutlar
Турецкий язык - Английский Язык
assets
(Askeri) holdings
mevcut
available

The book is available in both hard and soft-cover versions. - Bu kitabın hem sert hem de yumuşak kapak sürümleri mevcuttur.

The only room available is a double. - Mevcut tek oda iki kişiliktir.

mevcut
existing

They lost faith in the existing system. - Mevcut sisteme inançlarını kaybettiler.

A study shows air pollution from forest fires exacerbates existing lung problems. - Bir çalışma orman yangınlarından kaynaklanan hava kirliliğinin mevcut akciğer sorunlarını artırdığını göstermektedir.

mevcut
present

All but Tom were present. - Tom'un dışında herkes mevcuttu.

Not all those students are present. - Bütün öğrenciler mevcut değiller.

mevcut
(Teknik,Ticaret) current

The current political situation is not very stable. - Mevcut siyasi durum çok istikrarlı değil.

We cannot offer a further price reduction under the current circumstances. - Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.

mevcut
{s} actual
mevcut
substantial
mevcut
{s} physical

The chakras are constantly spinning. If they weren't, the physical body couldn't exist. - Çakralar sürekli dönüyor. Eğer olmasalar, fiziksel beden mevcut olamazdı.

mevcut
existed
mevcut
{s} existent
mevcut
exiting
mevcut
on hand
mevcut
(Ticaret) in stock
mevcut
obtainable
mevcut
in store
mevcut
turnout
mevcut
going
mevcut
in being
mevcut
{s} extant
mevcut
supply
mevcut
attendant
mevcut
visible
mevcut
stock
mevcut
existing; extant; present
mevcut
in hand
mevcut
those present, the number present; (Askeriye) the strength (of a unit), the number of personnel (on a unit's muster roll)
mevcut
the amount (of something) on hand; supply; stock
mevcut
total
mevcut
store

One thing I don't like about the iPad is that you can't easily install apps that aren't available through Apple's App Store. - iPad hakkında hoşlanmadığım tek şey Apple'ın Uygulama Mağazasında mevcut olmayan uygulamaları kolaylıkla kuramamandır.

That book is available in only one store. - O kitap sadece bir mağazada mevcut.

mevcut
present; existing; available; in stock; the number present; stock, supply
mevcut
total number of attendance
mevcut
(yoklama) adsum
mevcut
prevalent
mevcut
subsistence
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение mevcutlar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

mevcut
Var olan, bulunan
mevcut
Bir topluluğu oluşturan bireylerin tümü
mevcut
Var olan, bulunan: "Gerçi, bir nevi karaborsa mevcuttu ama, bundan faydalanmak hem alan, hem satan için hayli tehlikeli idi."- Y. K. Karaosmanoğlu
mevcutlar
Избранное