Örnek olarak liderlik etmeliyiz.
- We should lead by example.
Grup yürüyüşe öncülük edecek bir rehber kiraladı.
- The group hired a guide to lead the hike.
Farklı deneyimler farklı seçeneklere öncülük eder.
- Different experiences lead to different choices.
Tom daha yumuşak uçlu bir kurşun kalem istedi.
- Tom wanted a pencil with a softer lead.
Bu kurşun kadar ağır.
- This is as heavy as lead.
A lead from an informer enabled the police to make several arrests.
Polis ve FBI birkaç ipucunu takip etti.
- The police and the FBI pursued several leads.
Polisin elinde hâlâ hiçbir ipucu yok.
- The police still have no leads.