metal shackles; for hands or legs

listen to the pronunciation of metal shackles; for hands or legs
Английский Язык - Турецкий язык

Определение metal shackles; for hands or legs в Английский Язык Турецкий язык словарь

chain
(Mühendislik) zincir

George köpeğine bir zincir taktı. - George put a chain on the dog.

Dünyadaki tropikal yağmur ormanları, gezegende yaşamın ekolojik zincirine kritik bağlantılıdır. - The world's tropical rainforests are critical links in the ecological chain of life on the planet.

chain
{i} sınırlama
chain
{f} kayıt altına almak
chain
{i} silsile (dağ)
chain
{i} silsile
chain
(Askeri) kod serisi
chain
{f} zincirle bağla

Sami, Leyla'ya zincirle bağladı. - Sami shackled Layla with a chain.

chain
elini kolunu bağlamak
chain
zincirlemek

Kendimi şu ağaca zincirlemek istiyorum. - I want to chain myself to that tree.

chain
zincirle bağlamak
chain
{f} zincire vurmak
chain
{i} ölçme zinciri
chain
seri
chain
chain belt zincir kayış
chain
{f} zincirle

Yoğun trafikteki zincirleme bir kazaydı. - There was a chain-reaction crash during rush hour.

Isırmasın diye köpeği zincirlesen iyi olur. - You had better chain up the dog so that he won't bite.

chain
(isim) zincir, dizi, silsile, boyunduruk, sınırlama, ölçme zinciri
Английский Язык - Английский Язык
chains
iron
chain
irons
metal shackles; for hands or legs
Избранное