merkeze

listen to the pronunciation of merkeze
Турецкий язык - Английский Язык
off center
A defective item in which the image is not centered
A coin that has been struck out of collar and incorrectly centered with part of the design missing
coins that are struck "off center" by the press These coins can be slightly off center, in which case you will see one side of the coin has a larger border than the other Coins that are struck significantly off center will be missing part of the design, since planchet will have been missed by the die
An error caused by incorrectly centering the planchet during the striking process, which results in part of the design missing from the coin
Incorrectly centered during striking, resulting in part of the design missing (off the edge)
Said of a coin only partly resting within the coining chamber at striking
merkez
centre

There's a lovely park in the centre of the town. - Kent merkezinde güzel bir park var.

The supermassive black hole at the centre of the galaxy remained a mystery for thousands of years... - Galaksinin merkezindeki çok büyük kara delik binlerce yıl bir gizem olarak kaldı.

merkez
headquarters

The corporate headquarters is in Los Angeles. - Şirket merkezi Los Angeles'ta.

Our company's headquarters are in Tokyo. - Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.

merkez
center

The eye of a hurricane is its center. - Bir kasırganın gözü onun merkezidir.

The station is in the center of the city. - İstasyon, şehir merkezindedir.

merkez
heart
merkeze göre
centerline
merkeze ait
centric
merkeze ait
centrical
merkeze bağlamak
centralize
merkeze bağlanmak
centralize
merkeze doğru olan
centripetal
merkeze yakın
inlying
merkez
{i} hub

Zürich is considered to be a major financial hub. - Zürich büyük bir finansal merkez olarak kabul edilir.

Zurich is considered to be a major financial hub. - Zürih önemli bir finans merkezi olarak kabul edilir.

merkez
focal
merkez
navel
merkez
bosom
merkez
registered office
merkez
home base
merkez
hub of
merkez
nerve center
merkez
center point

Every beloved object is the center point of a paradise. - Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.

merkez
administrative centre
merkez
core
merkez
central

My office is in the central area of the city. - Ofisim kentin merkezinde.

Central nervous system consists of brain, cerebellum, medulla oblongata and spinal cord. - Merkezî sinir sistemi beyin, beyincik, omurilik soğanı ve omurilikten oluşur.

merkez
omphalos
merkez
central office
merkez
base

Our company's base is in Tokyo. - Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.

Corsairfly is an airline based in Paris. - Corsairfly, Paris merkezli bir havayoludur.

merkez
seat
merkez
centrum
merkez
station

There is a station in the center of the city. - Şehrin merkezinde bir istasyon var.

Would you please meet me at Yaesu central gate of Tokyo Station on Monday, May 10th at 3:00 p.m.? - On Mayıs öğleden sonra üçte, pazartesi gün beni Tokyo İstasyonunun Yaesu merkez kapısında karşılar mısın?

merkez
kentron
merkez
focus
merkez
arterial
merkez
chief office
merkez
artery
merkez
head office

He was transferred to the head office in Tokyo. - O Tokyo'daki merkeze transfer edildi.

The firm has its head office in Osaka. - Firmanın Osaka'da merkez ofisi var.

merkez
centric
merkez
centrically
merkez
centrical
merkez
centerline
merkez
on center
merkez
center on
beni merkeze götürün lütfen
Take me to the center please
merkez
headquarters, main office (of a firm)
merkez
centre [Brit.]
merkez
(Hukuk) centre, registered office, seat, headquarters
merkez
governmental administrative center (for a region)
merkez
centre, center; headquarters, central office, head office; administrative centre; police station karakol
merkez
origin
merkez
center (centre)
merkez
hotbed
merkez
root
merkez
omphaloe
merkez
center,centre
merkez
exchange

New York is the center of the stock exchange in America. - New York Amerika'da borsanın merkezidir.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение merkeze в Турецкий язык Турецкий язык словарь

MERKEZ
(Osmanlı Dönemi) Geo: Dairenin orta noktası. Çaplarının kesim noktası
MERKEZ
(Osmanlı Dönemi) Şubeleri bulunan bir teşkilâtın idâre olunduğu ve emir veren yeri, makamı. Bir şeyin en işlek yeri. Teşkilât olan yerin en yüksek makamı
MERKEZ
(Osmanlı Dönemi) (Rekz. den) Bir şeyin ortası. Vasat. Yol. Durum, vaziyet. Hal, suret
Merkez
üs
Merkez
özek
Merkez
(Osmanlı Dönemi) KÜRSİ
merkez
Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası
merkez
Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek
merkez
Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer
merkez
Biçim, durum, yol
merkez
(Osmanlı Dönemi) bir şeyin ortası, bir şeyin en işlek yeri
merkez
Polis karakolu
merkez
Polis karakolu: "Sizi merkezimize gönderip tevkif ettireceğim."- A.Gündüz
merkez
Bir ülkenin, bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri
merkez
Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer: "İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi."- Y. K. Karaosmanoğlu
merkez
Belirli bir yerin ortası
merkez
Bir işin öğretildiği yer
merkeze
Избранное