He pleaded with the judge for mercy.
- Merhamet için yargıca yalvardı.
Santa Ana begged for mercy.
- Santa Ana merhamet için yalvardı.
The more you suffer in life, the more compassionate you become.
- Hayatta ne kadar acı çekersen, o kadar merhametli olursun.
Compassion is the basis of all morality.
- Merhamet tüm ahlakın temelini oluşturmaktadır.
I'll never ask for clemency.
- Asla merhamet istemeyeceğim.
Never confuse pity with love.
- Sevgi ile merhameti asla karıştırmayın.
Tom doesn't want Mary's pity.
- Tom Mary'nin merhametini istemez.
Don't expect charity from them.
- Onlardan merhamet bekleme.