He appealed to the judge for mercy.
- Merhamet için hakime yalvardı.
He pleaded with the judge for mercy.
- Merhamet için yargıca yalvardı.
Tom was very compassionate.
- Tom çok merhametliydi.
Nothing is as important as compassion.
- Hiçbir şey merhamet kadar önemli değil.
I'll never ask for clemency.
- Asla merhamet istemeyeceğim.
Tom doesn't want pity.
- Tom merhamet istemiyor.
I felt pity for the boy.
- Ben çocuk için merhamet hissettim.
Don't expect charity from them.
- Onlardan merhamet bekleme.