Kolej günlerimin anılarını hatırlarım.
- Memories of my college days come to my mind.
Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
- Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.
Belki hatıralarım bana oyun oynuyor.
- Maybe my memories are playing tricks on me.
Eski güzel günlerin hatıraları sel gibi peş peşe geldi.
- Memories of the good old days came flooding back one after another.
O, anılarımda kaybolmaya başlamıştı.
- She had begun to recede in my memory.
Olay anımızda hâlâ taze.
- The event is still fresh in our memory.
Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.
- Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.
Bellek beynimizin önemli bir işlevidir.
- Memory is an essential function of our brain.
En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.
- Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life.
O iyi bir hafızaya sahiptir.
- He has a good memory.
Sen iyi bir hafızaya sahipsin.
- You have a good memory.
Çocukluğumu net hatırlıyorum.
- I have a clear memory of my childhood.
Büyükannemi hayal meyal hatırlıyorum.
- I have a dim memory of my grandmother.
Ölmüş kocasının anısına değer verdi.
- She cherished the memory of her dead husband.
Babamın anısına bir şiir yazdım.
- I wrote a poem in memory of my dad.
This data passes from the CPU to the memory.
Happiness is nothing more than good health and a bad memory.
I have no memory of that event.
The Roberts Court seems to be the most politically conservative in living memory.
... memories look beautiful. ...
... you have these memories of writing songs all over the world. ...