Some doctors say something to please their patients.
- Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.
My immediate boss is tough to please.
- Şimdiki patronumu memnun etmek zordur.
Tom is impossible to satisfy.
- Tom'u memnun etmek imkansız.
He's impossible to satisfy.
- Onu memnun etmek imkansızdır.
The Princess came out of the copper castle, and became Queen; and that pleased her very much.
- Prenses bakır kale'den çıktı ve Kraliçe oldu; ve bu onu çok memnun etti.
The play pleased the audience.
- Oyun izleyiciyi memnun etti.