Sigara içenlerin arka koltuklarda oturmaları rica edilir.
- Smokers are asked to occupy the rear seats.
Boş bir koltuk var mı?
- Is there a vacant seat?
Afedersiniz, bu sandalye dolu mu?
- Excuse me, is this seat taken?
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
- The seats were reserved for the party.
Tom Mary'ye bir yer ayırdı.
- Tom saved Mary a seat.
Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.
- Tom got into the driver's seat and drove off.