O iki parti arasında aracılık yaptı.
- He mediated between the two parties.
Çevirmenler farklı kültürler arasında aracılık ederler.
- Interpreters mediate between different cultures.
Sendika tartışma için hükümetten arabuluculuk istedi.
- The union has asked for the mediation of the government in the dispute.
He derived his impressions of things not directly from them, but mediately from other people's impressions about them.