Mary has always been left-leaning, but since she's got a seat in parliament for the Left Party, she has become a media star with her radical critique of capitalism.
- Mary her zaman sol eğilimli olmuştur, ama o Sol Parti için mecliste bir koltuğa sahip olduğundan beri, o, radikal kapitalizm eleştirisi ile bir medya yıldızı oldu.
The parliamentary session was canceled.
- Meclis oturumu iptal edildi.
You should run for city council.
- Belediye meclisine adaylığını koymalısın.
I've been on the city council for five years.
- Ben beş yıldır belediye meclisindeyim.
The assembly voted to protest against any nuclear armament.
- Meclis herhangi bir nükleer silahlanmaya karşı protesto etmek için oy kullandı.
Both houses of Congress approved Jefferson's proposal.
- Kongre'nin her iki meclisi Jefferson'un teklifini onayladı.
The parliamentary session was canceled.
- Meclis oturumu iptal edildi.
The House voted thirty-three times.
- Meclis otuz üç kez oylama yaptı.
Both houses of Congress approved Jefferson's proposal.
- Kongre'nin her iki meclisi Jefferson'un teklifini onayladı.
Legislators in the Diet are struggling to find a solution to the problem.
- Meclisteki milletvekilleri soruna bir çözüm bulmak için mücadele ediyorlar.
The Diet will open next Monday.
- Meclis gelecek pazartesi günü açılacak.
The councilor tabled a number of controversial motions.
- Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu.
He was elected a member of parliament.
- O bir meclis üyesi seçildi.
She is a famous Philadelphia lawmaker.
- O ünlü bir Philadelphia meclis üyesidir.