She is engaged in writing letters.
- O, mektupları yazmakla meşguldü.
I am engaged in a new business.
- Yeni bir işle meşgulüm.
The house is not occupied now.
- Şu anda ev meşgul değildir.
The villagers are occupied mainly with fishing.
- Köylüler özellikle balıkçılık ile meşguldürler.
My mother is busy preparing supper.
- Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
She has been busy since last week.
- O, geçen haftadan beri meşgul.
He was so intent on money-making that he had no time to think of anything else.
- Para kazanmayla o kadar meşguldü ki başka bir şey düşünecek vakti yoktu
Tom isn't any busier than anybody else.
- Tom başka birinden daha meşgul değildir.
He is busier than Taro.
- O, Taro'dan daha meşguldür.
Her hands are full taking care of the baby.
- Onun elleri bebekle ilgilenmekle meşgul.
You'll have to attend the ceremony whether you are free or busy.
- Boş olsan da meşgul olsan da törene katılmak zorunda kalacaksın.
I have things to attend to.
- Meşgul olmam gereken işlerim var.