Tom ve ben ruh arkadaşlarıyız.
- Tom and I are soul mates.
O benim iş arkadaşımdır.
- He is my working mate.
Kokkinakis kız arkadaşını vurdu. Bunu sana söylediğim için üzgünüm dostum.
- Kokkinakis banged your girlfriend. Sorry to tell you that, mate.
Yorgun görünüyorsun dostum. Bence senin yazmaya ara vermen gerekiyor.
- You look exhausted, mate. I think you need to take a break from writing.
Benim çok fazla materyalist olduğumu düşünüyor musunuz?
- Do you think I'm too materialistic?
Sizce ben çok materyalist miyim?
- Do you think I'm too materialistic?
Bu çorabın eşi nerede?
- Where is the mate to this sock?
Tom Mary'nin ruh eşi olduğunu ve birbirleri için yaratıldıklarını söylüyor.
- Tom says Mary is his soul mate and that they were made for each other.
The pieces of the puzzle mate perfectly.