Makinenin tarihi yeni geçti.
- Diese Maschine ist inzwischen veraltet.
Bilgisayarlar karmaşık makinelerdir.
- Die Rechner sind komplexe Maschinen.
Tom kağıt uçak yapmaktan hoşlanır.
- Tom likes making paper aeroplanes.
Uçak biraz yedek yakıt taşımalıdır.
- The aeroplane must carry some spare fuel.
Ben bir kez daha hava yoluyla gidersem uçakta beş kez uçmuş olurum.
- If I go by air one more time, I'll have flown in an airplane five times.
Babam uçak uçurabiliyor.
- My father can fly an airplane.
Açık kaynak; teknolojik yeniliği kullanan motordur.
- Open source is the engine that drives technological innovation.
Hawaii'e giderken, bu kayık motorunun yarı yolda bozulmayacağını umalım.
- Let's hope this boat engine doesn't give up the ghost when we're halfway to Hawaii.
Trenin iki tane lokomotifi var.
- The train has two engines.
Oradaki insanlar itfaiye arabasına yol açtı.
- The people there made way for the fire engine.
Kısa sürede itfaiye arabasının etrafında bir kalabalık toplandı.
- A crowd soon gathered around the fire engine.
Uzun düşündükten sonra, Beth makine mühendisliği konusunda uzmanlaşmaya karar verdi.
- After long consideration, Beth decided to major in mechanical engineering.
Tom makine mühendisi olmak için öğrenim görüyor.
- Tom is studying to be a mechanical engineer.