Öğretmen benim yanıtıma hayret etti.
- The teacher marvelled at my response.
Hikaye hayret verici olaylarla doluydu.
- The story was full of marvelous happenings.
Harika bir zaman geçirdim.
- I had a marvelous time.
Onun harika bir mizah anlayaşı vardır.
- She has a marvelous sense of humor.
Onun ne olduğunu bilmiyordum ama harikaydı!
- I don't know what it was, but it was marvellous!
Bilgili bir kişiyi dinlemek harika.
- It's marvellous to listen to a learned person.
... is a small marvel ...