mark with dimples; form dimples

Английский Язык - Турецкий язык

Определение mark with dimples; form dimples в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

dimple

{i} gamze

güldüğünde sevimli gamzelere sahiptir. - She has cute dimples when she smiles.

Keşke gamzelerim olsa. - I wish I had dimples.

dimple

(Tıp) dimfle

dimple

{f} çukur oluşturmak

dimple

{f} çukurlaşmak

dimple

{f} gamzesini göstermek

dimple

ufak çukur

dimple

{f} gamzesi çıkmak

dimple

{i} çene çukuru

dimple

{i} çukur

dimple

böyle çukur hasıl olmak veya hâsıl etmek

dimple

(Tıp) Küçük çukur, deri üzerindeki ufak çukurluk (Yanak, çene v.s. derisi üzerinde)

dimple

yanak veya çenede ufak çukur

dimple

(Tıp) Küçük çukur veya çukurluklar oluşturmak, çukurluğa sebep olmak

Английский Язык - Английский Язык

Определение mark with dimples; form dimples в Английский Язык Английский Язык словарь

{f} dimple