Yapabildiğim bütün şey ayakta durmaya devam etmekti.
- It was all I could do to keep standing.
O yol boyunca ayakta durmaya devam etti.
- He kept standing all the way.
Ayakta duranların hepsi erkekti.
- Those standing were all men.
Orada ayakta duran kız kız kardeşim Sue'dur.
- The girl standing over there is my sister Sue.
Sandalyemiz yok. Ayakta dururken yer misin?
- We're out of chairs. Would you mind eating while standing up?
Tom Mary'nin durduğu yere doğru yürüdü.
- Tom walked over to where Mary was standing.