Don't let me stop you.
- Ben sana mâni olmayayım.
Don't let us stop you.
- Biz size mâni olmayalım.
Many are called, but few are chosen.
A great many do not understand this.
Londra'da birçok güzel park vardır.
- There are many beautiful parks in London.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Politik dünyada pek çok düşmanı var.
- He has many enemies in the political world.
Kaza çok fazla ölüme neden oldu.
- The accident has caused many deaths.
Takuboku'nun şiirlerini bir çoğunu ezbere öğrendim.
- I learned many of Takuboku's poems by heart.
O bir yığın dil konuşmaz.
- She does not speak many languages.
Gemide bir yığın fare var.
- There are many rats on the ship.
O, bu sabah bir hayli mektup aldı.
- He received a good many letters this morning.
Bir çekirge ve bir hayli karınca bir tarlada yaşadı.
- A grasshopper and many ants lived in a field.
Bu kabilenin atasal ayinlerinin çoğu zamanla kaybedilmiştir.
- Many of the ancestral rites of this tribe have been lost over time.
İnsanların birçoğu öldü.
- Many of the people died.
Onların birçoğu acıydı.
- Many of them were bitter.
Kaç tane çocuğun var?
- How many kids do you have?
Otobüs her gün kaç kez çalışır?
- How many times does the bus run each day?
Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.
- There were many guests - most of them were our teacher's classmates and friends.
Çoğu hastalık yoksulluktan sonuçlanır.
- Many diseases result from poverty.
Tom adlı kaç kişiyi tanıyorsun?
- How many people do you know named Tom?
Tom adlı kaç tane çocuk, sizin sınıfınızdadır?
- How many kids named Tom are in your class?
Köpeğimi günde kaç kez beslemeliyim?
- How many times a day should I feed my dog?
Bir köpeğin kaç bacağı vardır?
- How many legs does a dog have?