making a noise, esp

listen to the pronunciation of making a noise, esp
Английский Язык - Турецкий язык

Определение making a noise, esp в Английский Язык Турецкий язык словарь

noisy
{s} gürültücü

Annem gürültücü olmamamı söyledi. - My mother told me not to be noisy.

Öğretmen, gürültücü olduğu için sınıfını azarladı. - The teacher scolded her class for being noisy.

noisy
{s} gürültülü

Onun müziği çok gürültülü. - His music is too noisy.

Konuşmayı böylesine gürültülü bir odada sürdüremeyiz. - We can not carry on conversation in such a noisy room.

noisy
{s} sesli
noisy
şamatacı

O şamatacı ama yoksa çok kibar bir çocuk. - He is noisy, but otherwise a very nice boy.

noisy
noisily gürültülü olarak
noisy
şamatalı
noisy
farfara
noisy
{s} rahatsız edici
noisy
{s} göze batan
noisy
{s} patırtılı
noisy
velveleci
noisy
{s} yaygaracı
noisy
noisiness gürültü
Английский Язык - Английский Язык
noisy
making a noise, esp
Избранное