make time

Английский Язык - Турецкий язык

Определение make time в Английский Язык Турецкий язык словарь: Zaman yaratmak; (with) k.dili. (biriyle) flört etmek
make time with: yapmak zamanla
make time with: biriyle flört etmek
make good time: (deyim) (genellikle araçta) çok hızlı gitmek, yolu hızlı katetmek
make the big time: (deyim) Kariyerinde/alanında en üst noktaya ulaşmak
to make good time: iyi zaman yapmak
make good time: (yolu) hızla katetmek: We made good time between Edremit and Burhaniye. Edremit'le Burhaniye arasındaki yolu hızla katettik
make good time: (deyim) (genellikle aracta) cok hizli gitmek
make the best of one's time: zamanını iyi kullanmak
make up for lost time: zaman kaybını telâfi etmek
make up for lost time: kaybedilen zamanı telafi etmek
make use of the time well: zamanı iyi değerlendirmek

Английский Язык - Английский Язык

Определение make time в Английский Язык Английский Язык словарь: hurry, go quickly; travel at a certain speed; court, make a romantic approach (Slang)
make good time: (deyim) Make unimpeded progress on a journey; arrive at one's destination sooner than estimated
There was not much traffic on the expressway so we made good time on our way to the airport.