make sure of

listen to the pronunciation of make sure of
Английский Язык - Турецкий язык
Emri pekiştirmek için kullanılır: Make sure she's here at eight! Ne yapıp edip onun
(bir şeyin) doğru olup olmadığından emin olmak
elbette
eminim
emin ol

Tereddüt etmeden gerçekten emin olmalısın. - You should make sure of the fact without hesitation.

Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur. - Before that, we had better make sure of the fact.

mutlaka
kesinlikle
sanırım
cinch
{i} çantada keklik
make of
-e anlam vermek: I couldn't make anything of his behavior. Onun
make sure
tahkik etmek
make sure
unutmamak
make sure
garantiye almak
cinch
(Argo) çok kolay iş
make of
(deyim) kavramak
make of
anlamak
make of
yapmak
make sure
garantilemek
make sure
sağlam kazığa bağlamak
make sure
(deyim) güvence vermek
make sure
bakmak
make sure
garanti etmek
cinch
çocuk oyuncağı

İyi fiziksel durumda olan biri için dağa tırmanmak bir çocuk oyuncağı. - For a person who is in good physical condition, climbing mountains is a cinch.

Yüzmeyi öğrenmek bir çocuk oyuncağı. - It's a cinch to learn to swim.

cinch
kolay iş
cinch
garanti
cinch
{f} kolay tak
cinch
kesin şey
cinch
{i} çok kolay şey
make of
{f} yap

Tom bunun hakkında ne yapacağını bilmiyor. - Tom doesn't know what to make of this.

Bununla ilgili ne yapacağımdan pek emin değilim. - I'm not quite sure what to make of this.

make of
-den anlamak
make sure
(deyim) inandırmak
make sure
emin ol

Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur. - Before that, we had better make sure of the fact.

Yola çıkmadan önce her şeyi kapattığınızdan emin olun. - Make sure you turn everything off before you leave.

make sure
-dan emin olmak, -i sağlama almak, -i temin etmek
make sure
emin olmak

Tom kilitli olduğundan emin olmak için kapısını iki kez kontrol etti. - Tom double-checked his door to make sure it was locked.

Tom Mary'nin hâlâ uyuduğundan emin olmak için kontrol etti. - Tom checked to make sure Mary was still sleeping.

make sure
kontrol etmek, bakmak
cinch
{i} sıkı tutma
cinch
kolay ve emin sey
cinch
{i} k.dili. elde bir; çantada keklik
cinch
{i} at kolanı
cinch
sıkıca tutma
cinch
kolan kasmak
cinch
{i} k.dili. sıkıca tutma, kavrama
cinch
kayış/garanti/kolay iş
cinch
{i} kavrama
cinch
{i} eyer kolanı
cinch
kesinleştir
make of
-den anlamak: What do you make of this? Bundan ne anlıyorsunuz?
make of
anlam vermek
make sure
emin olmak için gerekeni yapmak: Make sure the door is locked! Kapıyı kontrol et!/Kapı kilitli mi, bir bak! Make sure he doesn't come! Ne
make sure
sağlama bağlamak
make sure
temin etmek
make sure
sağlama almak
Английский Язык - Английский Язык
cinch
make sure
To verify; to recheck; to use extra care or caution

When you leave, make sure you lock the door behind you.

make of
If you ask a person what they make of something, you want to know what their impression, opinion, or understanding of it is. Nancy wasn't sure what to make of Mick's apology
make sure
make certain, verify
make sure
make a point of doing something; act purposefully and intentionally
make sure of

    Турецкое произношение

    meyk şûr ıv

    Произношение

    /ˈmāk ˈsʜo͝or əv/ /ˈmeɪk ˈʃʊr əv/

    Этимология

    [ 'mAk ] (verb.) before 12th century. Middle English, from Old English macian; akin to Old High German mahhOn to prepare, make, Greek magEnai to be kneaded, Old Church Slavonic mazati to anoint, smear.
Избранное