Gök gürültüsü öğrencileri korkuttu.
- The thunder frightened the students.
Bir gök gürültüsü beni afallattı.
- I was taken aback by a thunderclap.
Şşş! Ses çıkartma. Şimdi saklambaç oynuyoruz. Konuşacaksan saklanacak başka bir yer bul.
- Shh! Don't make a sound. We are playing hide-and-seek now. If you want to talk, go find somewhere else to hide.
Tom bir ses çıkarmamaya çalıştı.
- Tom tried not to make a sound.
Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.
- It's so muggy; I think it will thunder in a short while.
Oyun sırasında, aniden yağmur yağmaya başladı ve ayrıca gök gürledi.
- During the game, it suddenly began to rain and it thundered, too.