Bir gök gürültüsü beni afallattı.
- I was taken aback by a thunderclap.
Gök gürültüsü bilimsel olarak açıklanmıştır, ve insanlar onun tanrıların insanlara kızgın olduğunun bir işareti olduğuna artık inanmıyorlar, bu yüzden gök gürültüsü de biraz daha az korkutucudur.
- Thunder has been explained scientifically, and people no longer believe it is a sign that the gods are angry with them, so thunder, too, is a little less frightening.
Şşş! Ses çıkartma. Şimdi saklambaç oynuyoruz. Konuşacaksan saklanacak başka bir yer bul.
- Shh! Don't make a sound. We are playing hide-and-seek now. If you want to talk, go find somewhere else to hide.
Tom bir ses çıkarmamaya çalıştı.
- Tom tried not to make a sound.
Oyun sırasında, aniden yağmur yağmaya başladı ve ayrıca gök gürledi.
- During the game, it suddenly began to rain and it thundered, too.
Uzakta gök gürlediğini duydum.
- I heard it thunder in the distance.