Bizim esas sorunumuz çözümsüz kalır.
- Our main problem remains unsolved.
Martılar esas olarak kıyı kuşlarıdır.
- Seagulls are mainly coastal birds.
Japonya'nın başlıca adaları Hokkaido, Shikoku, Honshu ve Kyushu'dur.
- The main islands of Japan are Hokkaido, Shikoku, Honshu and Kyushu.
Hinduizm Hindistan'daki başlıca dindir.
- Hinduism is the main religion in India.
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
- No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
Planın asıl amacını açıkladı.
- He explained the main purpose of the plan.
Çeşitli Türk restoranlarında, şiş kebap ana yemektir.
- In various Turkish restaurants, shishkabob is the main food.
İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.
- In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection.
Japonya'nın başlıca adaları Hokkaido, Shikoku, Honshu ve Kyushu'dur.
- The main islands of Japan are Hokkaido, Shikoku, Honshu and Kyushu.
Onun başarısızlığı çoğunlukla dikkatsizliği yüzündendi.
- His failure was mainly due to carelessness.
Turun ortasında onlar ana gruptan ayrıldılar.
- In the middle of the tour, they became separated from the main group.
Endişelendiğim en önemli şey endişeli olmadığımdır.
- The main thing I'm worried about is that I'm not worried.
Ülkenin temel sosyal sorunu yoksulluk.
- The country's main social problem is poverty.
Bütün boşanmalarının temel nedeni evliliktir.
- Marriage is the main cause of all divorces.
Baş konuşmacıyı tanıtmak zorunda kalacağımı bilmiyordum.
- I didn't know I was going to have to introduce the main speaker.
Zor iş başarının ana unsurudur.
- Hard work is the main element of success.
Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur.
- The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.
Küçük çatal salata için ve büyük olan ana yemek içindir.
- The small fork is for your salad, and the large one is for the main course.
Ana yemekten sonra tatlı gelir.
- After the main dish comes the dessert.
Başlangıç yemeğinden sonra ana yemek gelir.
- After the entrée comes the main dish.
Ana hat Boston'dan geçiyor.
- The main line runs through Boston.
Onun ana yolda bir dükkânı var.
- He has a store on the main road.
Hatırladığım kadarıyla, Tom'un evi ana yoldan biraz daha uzak.
- As I recall, Tom's house is a little farther in from the main road.
Otistik insanların yalnızca yaklaşık yüzde 15'i işgücündedir, başlıca nedeni insanların onlar hakkındaki büyük peşin hükümleridir.
- Only about 15 per cent of people with autism are in the workforce, mainly because people are so judgemental about them.
Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
- Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
Dinleyiciler çoğunlukla öğrencilerden oluşuyordu.
- The audience consisted mainly of students.
Sunumda konuşmacı daha çok cinsiyet eşitsizliğinden bahsetti.
- During the presentation the speaker talked mainly about gender inequality.
Uzmanlar, insanlar daha fazla ödemeye istekli olduğu için kahve fiyatlarının daha çok arttığını söylüyorlar.
- Experts say coffee prices are rising mainly because people are willing to pay more.
Ana caddeden bir sürü insan geçti.
- A lot of people went by on the main street.
Postane ana caddeden uzak.
- The post office is just off the main street.
O şirket çoğunlukla ithal mallar işiyle ilgilenir.
- That company deals mainly in imported goods.
Alzheimer hastalığı çoğunlukla 60 yaşından fazla olan insanları etkiler.
- Alzheimer's disease affects mainly people older than 60 years.
Tashtego's long, lean, sable hair, his high cheek bones, and black rounding eyes --all this sufficiently proclaimed him an inheritor of the unvitiated blood of those proud warrior hunters, who, in quest of the great New England moose, had scoured, bow in hand, the aboriginal forests of the main.
In a diagonal matrix, non-zero elements appear only on the main diagonal.
2007: A bright idea from a community workshop last year has led to a new look for South Grafton's 'main drag', Skinner Street. — Clarence Valley Council media release Bright Future for Skinner Street Retailers, 19 January 2007.
2005: Market lower: bank stocks were the main drag. — Australian Broadcasting Commission news online, stock market report summary, 25 November 2005.
As Moody says of his main man, Diz influenced me from every standpoint. He was a friend, a father, a confidante, just everything to me.
But oh! shipmates! on the starboard hand of every woe, there is a sure delight; and higher the top of that delight, than the bottom of the woe is deep. Is not the main-truck higher than the kelson is low?.
Mainly they all attonce vpon him laid, / And sore beset on euery side around .
I plugged it into the mains and it blew up!.
... I don't think the articles are our main product. ...
... so you're getting the television on the main screen. ...