Tom lives in a quiet neighborhood.
- Tom sessiz bir mahallede yaşıyor.
Tom walks through a very classy neighborhood on his way home from school.
- Tom okuldan eve giderken çok klas bir mahalleden yürür.
Last night there was a big fire in the neighbourhood.
- Dün gece mahallede büyük bir yangın vardı.
Sigh, this used to be a nice neighbourhood.
- Ah, ah, bu güzel bir mahalleydi.
The parolee started to live in his hometown.
- Şartlı tahliye edilen mahkum mahallesinde yaşamaya başladı.
This song reminds me of my hometown.
- Bu şarkı bana mahallemi hatırlatır.
You'd better get Tom to his quarters.
- Tom'u mahallesine götürsen iyi olur.
Tom must remain in his quarters.
- Tom mahallesinde kalmalıdır.
You have to enter your house number, suburb, post code and street seperately.
- Ev numaranı, mahalleni, posta kodunu ve sokağını ayrı ayrı yazmak zorundasın.
There's a convenience store diagonally across the street.
- Caddenin çaprazlama karşısında bir mahalle bakkalı var.
He lives in a suburb, in a quiet suburb.
- O bir kenar mahallede yaşıyor, sessiz bir kenar mahallede.
My house is on the outskirts of town.
- Benim evim kentin dış mahallelerinde.
My house is on the outskirts of the city.
- Benim evim kentin dış mahallelerindedir.
Henüz beş yaşında mahalle mektebinde okurken, öğleye yakın zelzele olmuştu.- O. C. Kaygılı.