Kimsenin izlemediğinden emin oldum.
- I made sure that no one was watching.
Onun evde olup olmadığından emin olmalıyım.
- I must make sure whether he is at home or not.
Yola çıkmadan önce her şeyi kapattığınızdan emin olun.
- Make sure you turn everything off before you leave.
Tom Mary'nin iyi zaman geçirdiğinden emin olmak için zahmete katlandı.
- Tom went out of his way to make sure Mary had a good time.
Tom Mary'nin hâlâ uyuduğundan emin olmak için kontrol etti.
- Tom checked to make sure Mary was still sleeping.
When you leave, make sure you lock the door behind you.
... And we've made sure to give you choice. ...
... And we made sure that it's fast, fluid, and fun. ...