Kaldırım iyi korunmuştur.
- The sidewalk is well maintained.
O ülkeler yirmi yıldır barışı koruyorlar.
- Those countries have maintained peace for twenty years.
Tom suçsuzluğunu korumuştur.
- Tom maintained his innocence.
Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?
- About how much would it cost to have this chair repaired?
Tom benim için saatimi onardı.
- Tom repaired my watch for me.