maßgeblich (für etwas)

listen to the pronunciation of maßgeblich (für etwas)
Английский Язык - Турецкий язык

Определение maßgeblich (für etwas) в Английский Язык Турецкий язык словарь

critical
ciddi

Gergedanın üç türü ciddi olarak tehlike altında. - Three species of rhinoceros are critically endangered.

critical
{s} hassas

Başkalarının eksikliklerine karşı çok hassasınız. - You are too critical of others' shortcomings.

critical
kritik

Kritik anlarda en güçlülerin bile zayıflara ihtiyacı vardır. - In critical moments even the very powerful have need of the weakest.

O, kritik durumdaydı. - He was in critical condition.

critical
{s} eleştirici

Bu kadar eleştirici olmayın. - Don't be so critical.

critical
{s} eleştirel, değerlendirme amacıyla yapılan
critical
eleştirel

Ben çok eleştirel olabileceğimi düşünmekteyim. - I've been thinking that I may have been too critical.

Eleştirel düşünme nedir? - What is critical thinking?

critical
eleştiren
critical
dönüm noktasınacritical condition buhranlı durum
critical
(Tıp) Hastalık nöbetiyle ilgili, kriz'le ilgili
critical
eleştiri mahiyetinde
critical
(sıfat) kritik, hassas, ciddi; eleştirici, titiz
critical
(Tıp) Yaş dönümü ile ilgili, menopoz devresine ait
critical
critical mass uranyum gibi radyoaktif elemanların fasıl
critical
çözümsel
critical
tahlili
critical
tenkit eğilimli
Немецкий Язык - Английский Язык
key (to something)
deciding
decisive
crucial
critical
für etwas maßgeblich sein
to be relevant to something
für etwas maßgeblich sein
to be germane to something
maßgeblich (für etwas)
Избранное