mücevheratçı

listen to the pronunciation of mücevheratçı
Турецкий язык - Английский Язык
jewelry maker
someone who makes jewelry
mücevherat
{i} jewelry

I've never bought jewelry. - Ben hiç mücevherat almadım.

Why did you steal your grandmother's jewelry? - Neden büyük annenin mücevheratını çaldın?

mücevherat
jewellery

Fadil promised Layla money, cars, and jewellery. - Fadıl, Leyla'ya para, araba ve mücevherat sözü verdi.

mücevherat
jewelery
mücevherat
bijou
mücevherat
jewellry
mücevherat
valuables
mücevherat
jewelry, Brit. jewellery
mücevherat
jewellery [Brit.]
mücevherat
jewellery, jewelery
mücevherat
valuable
mücevherat
bijouterie
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение mücevheratçı в Турецкий язык Турецкий язык словарь

MÜCEVHERÂT
(Osmanlı Dönemi) (Mücevher. C.) Kıymetli taşlar. Mücevherler. Süs ve zinet için kullanılan kıymetli şeyler
mücevherat
Mücevherler
mücevherât
(Osmanlı Dönemi) kıymetli taşlar, mücevherler, süs eşyaları
mücevheratçı
Избранное