mücadele etme

listen to the pronunciation of mücadele etme
Турецкий язык - Английский Язык
struggling

Tom stopped struggling. - Tom mücadele etmeyi durdurdu.

conflict
mücadele etmek
struggle

You don't have to struggle. - Mücadele etmek zorunda değilsin.

We always had to struggle. - Hep mücadele etmek zorundaydık.

mücâdele etmek
{f} struggle

During the time period known as Paleolithic, man had to struggle for his survival. - Paleolitik olarak bilinen dönem sırasında, insan hayatta kalmak için mücadele etmek zorundaydı.

You don't have to struggle. - Mücadele etmek zorunda değilsin.

mücâdele etmek
{f} combat
mücâdele etmek
{f} strive
mücadele etmek
(Hukuk) overcome
mücadele etmek
to struggle, to fight, to combat, to crusade, to battle
mücâdele etmek
wrestle
mücâdele etmek
{f} battle
mücâdele etmek
compete
mücadele etmek
contend with
mücadele et
{f} tussle
mücadele et
{f} combat
mücadele etmek
do battle
mücadele etmek
combat
mücadele etmek
battle
mücadele etmek
to fight, struggle, or contend (with)
mücadele etmek
put up a fight
mücadele etmek
dispute
mücadele etmek
contend
mücâdele etmek
buffet
mücâdele etmek
tussle
mücâdele etmek
war
mücâdele etmek
be up against
mücâdele etmek
be at war with
mücâdele etmek
fight

Doctors suggest drugs to fight diseases. - Hastalıklarla mücadele etmek için doktorlar ilaçlar öneriyor.

I still want to fight. - Hâlâ mücadele etmek istiyorum.

mücâdele etmek
agonize
mücâdele etmek
fight a battle
mücâdele etmek
crusade
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение mücadele etme в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Mücadele etmek
boğuşmak
Mücadele etmek
güreşmek
mücadele etme
Избранное