mâzi

listen to the pronunciation of mâzi
Турецкий язык - Английский Язык
past
the simple past tense, the preterit, the preterite
antecedents
the past, bygone
bygone
arborvitae
antecedent
Geçmişe mazi derler
(Atasözü) Let bygones be bygones
Geçmişe mazi yenmişe kuzu derler
Let bygones be bygones
Английский Язык - Английский Язык

Определение mâzi в Английский Язык Английский Язык словарь

mazy
{a} intricate, perplexed, confused
Mazy
mazeful
mazy
Like a maze
mazy
{s} labyrinthian, maze-like, complicated; confusing
mazy
Perplexed with turns and windings; winding; intricate; confusing; perplexing; embarrassing; as, mazy error
mazy
resembling a labyrinth in form or complexity; "a labyrinthine network of tortuous footpaths"
Турецкий язык - Турецкий язык
Ahşaptan yapılmış dört tekerlekli çocuk arabalarında, karşılıklı tekerlerin takıldığı odundan yapılma dingil
Geçmiş zaman
Kağnıda tekerleklerin takıldığı yuvarlak parça
Geçmiş: "Genç olmak maziyi ulu orta tahkir için bir mazeret değildir."- H. R. Gürpınar
iki teker arasında ki mil
(Osmanlı Dönemi) geçmiş zaman; geçen, geçmiş olan
MAZİ
(Hukuk) Geçmiş
MAZİ
(Osmanlı Dönemi) Geçmiş zaman. Geçen, geçmiş olan
MAZİ
(Osmanlı Dönemi) Gr: Bir işin geçen zamanda yapıldığını bildiren fiil. Fiil-i mâzi. Mazi sigası.(O Kadir-i Mutlak, bütün istikbaldeki acaib-i imkânata muktedirdir. Dünü getiren, yarını getirdiği gibi; maziyi icad eten O Zât-ı Kadir, istikbali dahi icad eder. Dünyayı yapan o Sani-i Hakim âhireti de yapar... M.)
ahvali mazi
(Osmanlı Dönemi) geçmişin halleri
nakli mazi
Belirsiz geçmiş
Английский Язык - Турецкий язык

Определение mâzi в Английский Язык Турецкий язык словарь

mazy
şaşırmış
mazy
şaşkınlığa düşmüş
mazy
{s} karışık
mazy
{s} dolaşık
mazy
karışıklık
mazy
mazilydolaşık ve karışık olarak mazinessdolaşıklık