Tom, bitişik yatak odasına baktı.
- Tom looked into the adjoining bedroom.
Kütüphaneye bitişik bir bekleme odası var.
- There is an anteroom adjoining the library.
Bitişik masada oturan, Almanca konuşan bir çiftti.
- Sitting at the adjoining table was a German-speaking couple.
Kütüphaneye bitişik bir bekleme odası var.
- There is an anteroom adjoining the library.