50 yaşında yaşlı bir kocakarı bana şehvetli teklifler yaptı; beni öpmek istedi.
- An old hag of 50 years made me lustful propositions; she wanted to kiss me.
Çocuk bir şehvetli Miley Cyrus videosu izliyor.
- The kid is watching some lustful Miley Cyrus video.
Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.
- The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth.
Onu şehvetle arzuluyorum.
- I'm lusting after her.
Onu şehvetle arzuluyorum.
- I'm lusting after him.
Onu şehvetle arzuluyorum.
- I'm lusting after her.
An ideal son is his father's lasting lust.
The boarders hide their lust to go home.