Çok şükür ki, şehrin daha eski kısımları müttefiklerin bombalarından korundu.
- Fortunately, the older part of the city was spared from the Allies' bombs.
Neyse ki, senin sorununu çözdüm.
- Fortunately, I've solved your problem.
Neyse ki, hava iyiydi.
- Fortunately, the weather was good.
Bereket versin ki, hiçbir can kaybı olmadı.
- Fortunately, no lives were lost.
Bereket versin ki Tom kazada ölmedi.
- Fortunately, Tom didn't die in the accident.
Allah'tan Tom kazada ölmedi.
- Fortunately, Tom didn't die in the accident.
Çok şükür artık genç değiliz.
- Fortunately we are no longer young.
Çok şükür, oğlum yeni okulundaki yaşama çabucak uyum sağladı.
- Fortunately, my son quickly adjusted to life in his new school.
İyi ki, hiçbir yolcu yaralanmadı.
- Fortunately, no passengers were injured.
İyi ki Mary de Tom'un hissettiği aynı şekilde hissetti.
- Fortunately Mary felt the same way as did Tom.
Allahtan, kimse yaralanmadı.
- Fortunately, no one was hurt.