O, odaya girdiğinde bir mırıltı vardı.
- There was a murmur when she entered the room.
Seni seviyorum, diye mırıldandı ve gözlerini kapattı.
- I love you, she murmured and closed her eyes.
Utangaç erkek çocuğu adını mırıldandı.
- The shy boy murmured his name.
A murmur arose from the audience.