loving, filled with love

listen to the pronunciation of loving, filled with love
Английский Язык - Турецкий язык

Определение loving, filled with love в Английский Язык Турецкий язык словарь

lovely
{s} güzel

Her nezaman böyle güzel bir yağmurumuz olsa, ben yıllar öncesini, ikimizi hatırlıyorum. - Whenever we have such lovely rain, I recall the two of us, several years ago.

Meg'in güzel bir yüzü var. - Meg has a lovely face.

lovely
{s} sevimli

O, sevimli köpeğin kendine ait olmasını diledi. - She wished the lovely dog belonged to her.

İki oğlan sevimli bir kediyle yalnız yaşıyorlardı. - The two boys lived alone with a lovely cat.

lovely
sevgili

Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim. - And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way.

lovely
sevilir
lovely
şeker
lovely
hoş

O hoş bir sonbahar akşamı idi. - It was a lovely autumn evening.

Siz çok hoş bir seyircisiniz. - You're such a lovely audience.

lovely
harika
lovely
nefis
lovely
{s} şirin
lovely
ÇOK ŞEKER
lovely
sevimlilik
lovely
lovelinessgüzellik
lovely
hoş/sevimli
Английский Язык - Английский Язык
lovely
loving, filled with love
Избранное