Şu tavşan benim turpları alıp kaçıyor.
- That rabbit's getting away with my radishes!
Bir tavşan gibi yüz yıl yaşamaktansa, bir kaplan gibi bir gün yaşa.
- Rather than live a hundred years as a rabbit, live one day as a tiger.
Tavşanlar havuç sever.
- Rabbits like carrots.
Tom yetiştirdiği tavşanları hatırladı.
- Tom remembered the rabbits he used to raise.