İki aşık, birbirlerini sonsuza kadar sevmeye and içtiler.
- The two lovers swore to love each other for eternity.
İki âşık yüz yüze oturdular,çay içtiler.
- The two lovers sat face to face, drinking tea.
Onu çok iyi bir arkadaş olarak düşünebilirim fakat onu bir sevgili olarak düşünemem.
- I can think of him as a very good friend, but I can't think of him as a lover.
Sevgilim beni sevmiyor.
- My lover doesn't love me.
Ben bir kedi severdim.
- I used to be a cat lover.
Gençliğimden beri bir spor sever oldum.
- I have been a lover of sports since I was young.
Fransızlar Almanlardan daha iyi dostlar.
- The French are better lovers than the Germans.
Aşıklar sayısız mektup alışverişinde bulundular.
- The lovers exchanged numerous letters.
Tom ve Mary aşıklar mı?
- Are Tom and Mary lovers?
... orphanage, no father, no mother, lover gets her pregnant, leaves her abandoned, someone ...