Annem gürültücü olmamamı söyledi.
- My mother told me not to be noisy.
Çok gürültücü olma, lütfen.
- Don't be so noisy, please.
Tom gürültülü şehirleri sevmiyor.
- Tom dislikes noisy cities.
Gürültülü sınıfta kendimi duyuramadım.
- I couldn't make myself heard in the noisy class.
O şamatacı ama yoksa çok kibar bir çocuk.
- He is noisy, but otherwise a very nice boy.