Aptal görünmeyi sevmiyorum.
- I don't like looking foolish.
Aptal görünmekten korkuyordum.
- I was afraid of looking stupid.
Ben bu konuya farklı bir bakış açısından bakıyorum.
- I am looking at the matter from a different viewpoint.
Bir kişinin bir şeye bakış şekli onun durumuna bağlıdır.
- A person's way of looking at something depends on his situation.
Rahibe Teresa neye ihtiyaç olduğunu görmek için etrafına bakarak işine başladı.
- Mother Teresa began her work by looking around to see what was needed.
O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.
- Many nights did he spend, looking up at the stars.
O güzel görünümlü bir kadın.
- She's a fine looking woman.
O komik görünümlü bir araba.
- That's a funny looking car.
Whenever I'm upset, I look to Mary to cheer me up.
... too. On Android, we're always looking to bring ...
... And finally, with regards to that tax cut, look, I'm not looking to cut massive taxes ...