Dikkat! Gelen bir araba var.
- Look out! There's a car coming.
Vahşi köpeğe dikkat edin!
- Look out for the wild dog!
Dışarıya bakmak için ikisi de pencereye gitti.
- The two went to the window to look outside.
Gitmek ve dışarıya bakmak için kalktım.
- I got up to go and look outside.
Tom'un çıkarlarına dikkat etmek zorundayım.
- I have an obligation to look out for Tom's interests.
Tom'a dikkat etmek zorunda kalacaksın.
- You'll have to look out for Tom.
Tom'un çıkarlarını gözetmek zorundayım.
- I have an obligation to look out for Tom's interests.
Tom'un çıkarlarını gözetmek zorundayım.
- I have an obligation to look out for Tom's interests.
Vahşi köpeğe dikkat edin!
- Look out for the wild dog!
Dikkat! Gelen bir araba var.
- Look out! There's a car coming.
Look out, and you will see the rain has stopped.
Then she straightened the kitchen, lit the lamp, mended the fire, looked out the washing for the next day, and put it to soak.
While you're in the city center, look out for the dodgy street vendors.
... The sun would have looked out over a hellacious scene ...