Düşünmek ve etrafa bakınmak için çocukluğum sırasında buraya sıklıkla gelirdim.
- During my childhood, I used to come here frequently, look around and think.
O, etrafına bakınmaktan başka bir şey yapmadı.
- She did nothing but look around.
O, etrafına bakınmaktan başka bir şey yapmadı.
- She did nothing but look around.
Etrafına bakmak için çekinme.
- Feel free to look around.
Etrafına bakmak için çekinme.
- Feel free to look around.
Tom etrafa bakmak için durdu.
- Tom stopped to look around.
Ken gelecek defa ne söyleyeceğini bilmiyordu.
- Ken didn't know what to say next.
Ken her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
- Ken talks as if he knew everything.
Ken'in adı çıkmış köpeğinin nerede olduğu Tom'un görüş alanının çok ötesinde bir sorun.
- The whereabouts of Ken's notorious dog is an issue well beyond Ken's ken.
... the tour. So if you look around you and see someone dressed up as a giant cow and you ...