Tom bunu uzun süre önce yapmalıydı.
- Tom should've done that long ago.
Uzun süre önce o filmi izledim.
- I saw that film long ago.
Bu uzun zaman önce inşa edildi.
- This was built long ago.
Oksijensiz bütün hayvanlar uzun zaman önce gözden kaybolurdu.
- Without oxygen, all animals would have disappeared long ago.
Çok uzun zamandır buradayım.
- It's been so long since I've been here.
Kuyu uzun zamandır kurudu.
- The well has long since dried up.
There was a Roman fort here long ago.
... MR. LEHRER: Your five seconds went away a long time ago. (Laughter.) ...
... And if I think back to a long time ago, a very long time ...