located in the immediate vicinity

listen to the pronunciation of located in the immediate vicinity
Английский Язык - Турецкий язык

Определение located in the immediate vicinity в Английский Язык Турецкий язык словарь

present
{i} mevcut

Bütün öğrenciler mevcut değiller. - Not all those students are present.

Kabinenin her üyesi mevcuttu. - Every member of the cabinet was present.

present
{i} şu an

Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır. - My uncle is staying in Hong Kong at present.

Onlar şu anda İngiltere'de büyük bir şirket için çalışıyorlar. - At present they are working for a big company in England.

present
{i} hediye, armağan
present
{s} şimdiki

Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın. - You must live in the present, not in the past.

Şimdiki işimi bırakacağım. - I am going to leave my present job.

present
{s} halihazırdaki
present
bergüzar
present
gün

Mary'ye iyi bir doğum günü hediyesi seçtik. - We chose Mary a good birthday present.

Tom babasına doğum günü hediyesi göndermekten geri kalmaz. - Tom never fails to send a birthday present to his father.

present
{i} belge
present
tanıtmak
present
sahnede göstermek
present
{i} şimdiki zaman

Cennet ya da cehennem yoktur. Biz sadece şimdiki zamanda yaşayabiliriz. - There is no heaven or hell. We can only live in the present.

Şimdiki zaman gibi zaman yok. - There's no time like the present.

present
{s} adı geçen
present
(fiil) sunmak, sahneye koymak, vermek, bulunmak (iltifat), tanıtmak, takdim etmek, ortaya koymak, ileri sürmek, aday göstermek, arzetmek, çıkarmak, ibraz etmek, nişan almak, doğrultmak (silah), doğrultmak, sahnelemek
present
{f} takdim etmek
present
takdim etme
present
şu anki

O, şu anki maaşından memnun. - She is content with his present salary.

Şu anki maaşından memnun musun? - Are you content with your present salary?

present
bugünkü

Tom bugünkü toplantıda hazır olacak. - Tom is going to be present at today's meeting.

Taoizm bugünkü Henan ilinde M.Ö. 604'te doğmuş bir pir olan Laozi'nin öğretileri üzerine kurulmuştur. - Taoism was founded on the teachings of Laozi, a sage born in 604 B.C. in present-day Henan Province.

present
{s} bulunan, hazır, mevcut: the animals present in this region bu bölgede bulunan
Английский Язык - Английский Язык
present

Several people were present when the event took place.

located in the immediate vicinity

    Расстановка переносов

    lo·ca·ted in the im·me·di·ate vi·cin·i·ty

    Турецкое произношение

    lōkeyd în dhi îmidiıt vısînıti

    Произношение

    /ˈlōˌkād ən ᴛʜē əˈmēdēət vəˈsənətē/ /ˈloʊˌkeɪd ɪn ðiː ɪˈmiːdiːət vəˈsɪnətiː/
Избранное