Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

located anteriorly

listen to the pronunciation of located anteriorly
Английский Язык - Турецкий язык

Определение located anteriorly в Английский Язык Турецкий язык словарь

fore
baş tarafta önde
fore
(Kanun) önde olan
fore
başta
fore
ön

Su, ormanlar ve mineraller önemli doğal kaynaklardır. - Water, forests, and minerals are important natural resources.

Kimse ne olacağını öngöremez. - Nobody can foresee what'll happen.

fore
önek on; önceden; önceki
fore
{i} pruva
fore
{s} önde

Subrahmanyan Chandrasekhar yirminci yüzyılın önde gelen astrofizikçilerinden biriydi. - Subrahmanyan Chandrasekhar was one of the foremost astrophysicists of the twentieth century.

Mary ülkenin Suriye'deki çatışma konusundaki en önde gelen uzmanıdır. - Mary is the country's foremost expert on the conflict in Syria.

fore
ön taraftaki
fore
öne geçmek
fore
dikkat

Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu. - The forest fire occurred through carelessness.

Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin! - If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!

fore
daha evvelki
fore
ön kısımda/ön kısıma
fore
önde olan şey
fore
come to the fore başa geçmek
fore
{i} baş taraf
fore
ilk

Beni ilkel bir ormanda yalnız bırakarak kampa geri döndün. - You went back to the camp leaving me alone in the primeval forest.

Şimdiye kadar ilk kez arabamı ormanda park ettim. - This is the first time I've ever parked my car in the forest.

fore
(İnşaat) baş, ön, öncü
fore
the fore part ön taraf
Английский Язык - Английский Язык
fore
front
located anteriorly
Избранное